Etiket: Çizgisellik

Kuhn’u Nasıl Bilirsiniz?

Scientific American’da John Horgan, koronavirüs üzerinden sağcı postmodernizmi hedef tahtasına yerleştirmiş. Bu vesileyle, Kuhn’la bir vakitler MIT’de yaptığı bir söyleşiyi hatırlatıyor. Bazı şüpheciler, mesela HIV’nin AIDS’e yol açıp açmadığını sorguluyorlarmış. Beyim demiş ki Kuhn’a, “haklı da olabilirler haksız da, ama haklılarsa da, haksızlar da, bunun sosyal/kültürel/dilsel bağlamla bir alakası olamaz.” Kuhn başını sallayıp, Horgan’a pek

Uf Olmuş

Geçen gün dediğimi bir de başka türlü söyleyeyim. Başımıza kötü bir şey geldiğinde, onun kötücül bir öznenin marifeti olması gerekmez. Yani kötülüğün varlığı, kötü bir öznenin varlığını gerektirmez. Başımız dertte, eyvallah. Ama orada bir yerlerde, kapitalizm, küreselleşme, üst akıl ve sair bir veya birkaç özne “ulan şunların başını bir derde sokayım” demiş de başımıza gelenler

Benim Aydınlanmam

Gençken, Güzelbahçe’de yaz gecelerinde gözlerimi berrak gökyüzüne dikip düşünürken… Mesela o uzak yıldızların hâlâ mevcut olup olmadıkları sorusu da gelirdi aklıma, eğer yok olmuşlarsa veya olmaktalarsa, o yok oluşun, çevrelerindeki kütlelerin düzenlerini nasıl altüst ettiğini de merak ederdim. Her şey çok sakin ve barışçı görünüyorken esasında nasıl bir kazanın kaynıyor olduğunu düşünmek içimi ürpertirdi. Ama

Yeni Bir Demokrasi

Science’da geçenlerde yayınlanan bir makale, Katolikliğin Avrupa’da yayılması ile toplumların bugünkü gelişmişlik seviyeleri arasında bir ilişki kurmuş. Yok, öyle bir yanda Katolikliğin haritası, yanında gelişmişlik haritası ve… Korelasyondan nedensellik çıkarmak gibi bir şey değil. Özetleyecek olursak, 500 yılı civarında Katolik kilisesi aile içi evlenmeyi ve çok eşliliği yasaklamış. Bu da, erkekleri daha uzaklarda, tanıdık olmayan

Bir Ütopya

Uzun süredir biliyoruz, sadece gelir dağılımı bozulmakla kalmıyor, gelir dağılımı bozukluğunun karakteri bozuluyor. Biz gençken toplumları, gelirden aldıkları paya göre yüzde yirmilik dilimler halinde böldüğümüzde anlamlı bir fotoğraf elde edebiliyorduk. Şimdi? Bahadır Özgür toplumu yüzde beşlik dilimlere böldüğünde bulduğu neticenin benzerini, bence yüzde birlik dilimlere bölse yine bulacak. Belki binde birlik dilimlere bölse… Yine. Çok

Güneşler, Ayları ve Siz

Aydınlanma aklına ilham olan Newton fiziği iyiydi. Platon’un dünya kavrayışı gibi iyi. Basit, evrensel, deterministik, çizgisel (sequential), lineer, sürekli (continuous) ve saire… Her ikisinin de belki bir tek kusuru var, âlem Newton fiziğinin ve Platonik kavrayışın ima ettiği gibi değil. Newton’un çağdaşları, Newton’un fiziğinde ufak tefek düzeltmeler yaptılar. Onu rafine ederlerken, esasen, âlemin sırrının Newton