Etiket: İkinci Kanun

Bir Dönüm Noktası Olarak Pandemi

Gazete Duvar, John Gray’in kriz sonrasına dair düşüncelerinin tercümesine yer vermiş. Başlığa da, “bu kriz tarihte bir dönüm noktasıdır” ibaresini çıkarmışlar. Bu vesileyle ve Gray’in yazısını karşıma alarak, pandemi sonrasına dair düşüncelerimi biçimlendirmeye çalışayım. Öncelikle söylemek gerekiyor ki, tarihte bir dönüm noktası tespitine katılıyorum. Ama dönüm noktasına pandemiyle gelmiş değiliz. Pandeminin kendisi —yani sebep olduğu

Faturayı Ödemekten Kaçmak

Âlem Aydınlanmanın kavradığı gibi olsaydı… Yani geçmiş nesillerin aymazlığı ve cehaleti yüzünden birikmiş, her biri çözüm bekleyen bir problemler havuzu olsaydı âlem… Biz de nihayet problemleri çözmenin mekaniğini keşfetmiş şanslı nesiller olsaydık… Önümüzdeki çözülmemiş problemlerden birini alır, çözer, heybeye atar, sonrakine bakar… Makul bir süre içinde de… Anladınız siz onu. Âlem öyle değil ve öyle

Doğmasak Hastalanmayacaktık

Çağımızda âlem hakkındaki yaygın kanaati özetlemeye çalışayım. Dünya, uçsuz bucaksız bir kâinatın ücra bir köşesinde mavi bir cennet. Cömert, müşfik, misafirperver, ahenkli bir yuva. Ve o cömert dünyanın bahşettiklerini adil bir biçimde üleşmeyi bir türlü beceremeyen, o ahenkli yuvanın ahengini bozan insanlar… Özetlediğim bu kanaat iki devasa yanlışı ihtiva ediyor içinde. Dünya öyle herkese istediğini

Değişince…

Klasik misali hatırlayalım, bir fincan kahveyi masanızın üzerinde unutursanız, zamanla kahve ile oda arasındaki sıcaklık farkı ortadan kalkar. Kahve soğur, sıcaklığı oda sıcaklığına yakınsar. Oda sıcaklığı? Odanın her yeri aynı sıcaklıkta mı? Değil. Ama aradaki farkları ihmal edebiliriz. Ne de olsa, kahve misali de bize gösteriyor ki, yeterince zaman verilirse, aradaki bütün farklar ortadan kalkacak.

Maraş’tan Sivas’a

Gödel Almanya’dan kaçmak zorunda kaldıktan sonra Princeton’da Einstein’la aynı mekânda ikamet etmişti. Yanlış hatırlamıyorsam Einstein’ın 75. yaş günü münasebetiyle hazırlanan bir derlemeye, zaman diye bir şeyin mevcut olmadığı ispatlayarak katkıda bulunmuştu. Eh, konunun uzmanları herhalde bu ifadeyi sert bulacak, meseleyi daha edeplice ifade etmek gerektiğini söyleyeceklerdir ama biz faniler açısından —teferruatlar ayıklandıktan sonra— görünen bu.