Britanya seçimleri bitti. Seçim neticelerinin Britanya’yı nereye doğru götüreceğini konuşmak için erken. Brexit’in gerçekleşeceğini öngörebiliriz ama o bile zannedildiği —Johnson’un seçmenlere vadettiği— kadar kolay olmayacak. Kaldı ki, tamamen spekülatif olarak diyebilirim ki, paralel olarak gelişen İskoç ayrılıkçılığı, Brexit’ten önce bile gerçekleşebilir. Meselemiz Britanya’nın nereye gideceği değil yani, bu seçimlerin özelde Britanya, genelde dünya hakkında bize
ABD, Britanya, İtalya ve Fransa’da yapılan araştırmalar —kuzey ülkelerinde yapılanlara paralel olarak— konut fiyatları ile politik tercihler arasında bir korelasyon bulmuşlar. İlk tespit şöyle: Konut fiyatları her şehirde ve şehirlerin her bölgesinde aynı hızla değişmiyor. Mesela İstanbul’da ortalama konut fiyatları iki katına çıkarken, Malatya’da ancak bir buçuk katına çıkıyor gibi… Veya Nişantaşı’nda iki katı artarken
Britanya’da tuhaf bir seçime gidiliyor. Hatırlayacağınız gibi, Boris Johnson’un Brexit planını hayata geçirememesi yüzünden sistemin kilitlenmesi, bir erken seçimi zaruri hale getirmişti. Britanyalılar 12 Aralık’ta seçime gidecekler. Ama… Mesela BBC’nin sitesine girince, Prens Andrew’in cinsel istismar meselesi ve Londra Köprüsü saldırısı gibi hususların arasından seçime dair bir şeyler bulmak için umutsuzca aranmanız gerekiyor. Kazara partilerin
May gidiyor. Bütün Britanyalıların aynı gemide olduğunu, her icap ettiğinde, tam da bu kelimelerle olmasa da söyleyerek orada durmuştu. Gerçi “koskoca holding patronusunuz, alsanıza elli kişi daha yanınıza” demek aklına gelmemişti. Ki böyle bir laf, zaten, aklı andıran herhangi bir şeye gelmez. Bunu laf diye orta yere servis edebilmek için, ne bileyim, ya budala olmak
Avrupa hakkında beni uzun süre idare edecek kanaatlerim daha yetmişlerin sonunda netleşmişti. Gidip gördüğüm yoktu ama “dünyanın merkezi batıya doğru seyahat etme itiyadında” filan gibi sloganların cilt kapağının içinde muhtelif aktüel malumat bir araya getirildiğinde, Avrupa’yı ciddiye almamak, Avrupa hakkında mesai harcamamak için kâfi sebep hâsıl oluyordu. O muhtelif aktüel malumat hususunda da hiç kıtlık
ABD’de, Colin Kaepernick adlı Amerikan Futbolu yıldızı, Trump’ın seçildiği seçimlerden çok önce, milli marş çalınırken diz çökerek protesto etmeye başlamıştı. Çok ses getirmeyen bu eylem, Trump kampanya sırasında, Amerikan futbol takımlarının sahiplerine, “bu oyuncuları ne zaman kovacaksınız, kovan milli kahraman olur” gibilerden gürlediğinde gündeme oturmuş ve yaygınlaşmıştı. ABD’nin en muhafazakâr eyaletlerinden olan Texas’ta Demokrat aday