Kategori: Akşam Gazetesi Yazıları

Mavi Gözler, Kahverengi Gözler

Bilinen hikâyedir ama hatırlamakta fayda var. Martin Luther King’in öldürülmesini müteakip, Amerika’da bir ilkokul öğretmeni olan Jane Elliot, sınıfını mavi gözlüler ve kahverengi gözlüler olarak ikiye böldü. İlk gün mavi gözlülerin ne kadar çalışkan, başarılı, iyi olduklarını söyleyip, onlara övgüler yağdırdı, imtiyazlar sağladı. Birkaç saat sonra mavi gözlüler, kısa süre önce arkadaşları olan kahverengi gözlüleri

Sular Çekilince de…

Nefis bir Tay atasözü var: “Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.” Yani başarı, başarılı bir öznenin kendi marifeti değildir. Sular yüksekken karıncaları yiyen balıklar kendilerinde derin kabiliyetler vehmedebilir, karıncaları hor görebilirler. Lakin marifet suyun seviyesindedir, balıkta değil. Sular çekilince görülür Tansu hanımın, Mesut beyin ve daha nicelerinin boyunun ölçüsü. Oğlu telefonuna “senden büyük Allah var”

Darwin’i Nasıl Bilirsiniz?

Geçen ay Bilim ve Teknik’in kapağına uygulanan sansür vesilesiyle bir defa daha gördük ki, Darwin adını insanlık tarihinden silmek için akla gelmeyecek şeyler yapmaya hazır cengâverlerimiz var. Karşılarında da Darwin’i onlara yem etmemeye yeminli cengâverlerimiz mevzilenmiş. İşbu yazı, cenk meydanında boy göstermeye gönlü olmadığı halde, taraflardan birini tercih ve teşyi ederek eğlenmeye çalışan seyirciler için

Birinci Meclis

Milli günler içinde benim açımdan en makbul olanı 23 Nisan’dır. Hem çocuklara hediye edilmiş olması yüzünden, hem de milli hâkimiyetin bayramı olduğu için. Çocukların ve içindeki çocuğu bu hoyrat atmosferde bile muhafaza edebilmiş olanların benim ukalalıklarımla işi olmaz. İyi ki olmaz. Ben, iyisi mi, kestirmeden işin milli hâkimiyet kısmına doğru yola koyulayım. Mustafa Kemal’in eserleri

Nerede Kalmıştık?

Üniversitede ders verdiğim yıllarda, bir dönemin ilk dersine başlarken “Nerede kalmıştık?” diye aklımca espri yapmıştım. En ön sırada oturan ve tırnak kontrolü yapmaya kalksam çantasından mendilini derhal çıkarıverecek gibi görünen bir öğrenci el kaldırdı. “Buyurun” dedim. “Hocam,” dedi, “bu daha ilk ders.” Ne diyeceğimi şaşırdım. O gün bugündür, hemen her başlangıçta, mazoşistçe bir güdüyle “nerede