Etiket: Bahçeli

Çatlak

Burak Bilgehan Özpek, hem Daktilo 1984’te ve hem de Medyascope’ta demiş ki mealen, “bir terör faaliyetinin ardından ABD’yi resmi ağızlardan suçlamak olacak iş değil.” Böyle bir iş işlendiğinde, artık ABD ile ilişkilerin dondurulması, ABD’ye yakın duran herkesin ihanetle suçlanabilmesi filan gerekirmiş. Haklı mı? Bence dibine kadar haklı. Mesela Mavi Marmara hadisesinden sonra olanları hatırlayın. Ama

Yakacaklar Bizi

Şuraya not düşelim. Bir haftadır toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor. Sezen Aksu’nun bilmem ne zaman yapmış olduğu  bir şarkısındaki sözlerden kabahat çıkarmaya çalışan bir manasız sosyal medya provokasyonuna önce Bahçeli, grup toplantısında benzin döktü. Toplum alev filan almadı. Mesele sağdan soldan körüklendi, toplum alev almadı. Erdoğan vites büyütüp dil kesmekten söz etti, alev almadı. Bir grup

Bir Ödül Hikâyesi ve Facebook

Geçtiğimiz ay Uluslararası Hrant Dink ödülünü Canan Arın ile paylaşan Filipinli gazeteci Maria Ressa, Nobel Barış Ödülünü de Rus gazeteci Dmitry Muratov ile paylaştı. Gönül, Filipinler’de ve Rusya’da birer Bahçeli’nin çıkıp, “bu Nobel ödül komitesi ne yapmak istemektedir, nereye varmak istemektedir” diye kükremesini bekliyor. Ama işte elalemin birer Bahçeli’si yok. Dolayısıyla Durerte ve Putin için

Emekli Amirallerin İşleri

Emekli Amirallerin yaptığı iş, üzerine konuşuldukça dallanıp budaklanıyor. İşi yapan özneye—yani emekli Amirallere— bakıyorsunuz, ciddiye alınacak bir özne sayılmazlar. Mevcut iktidar daha önce çoğuna sille tokat dalmış, bir kum tanesi kadar kütleleri olmadığını görmüşüz. Yapılan işe bakıyorsunuz, neresinden baksanız manasız. Ve fakat… Dallanıp budaklanıyor işte ve dalları, budakları, işin kendisinden daha sahici, daha müessir. Bildiğim

Emekli Amiralleri N’apsak?

Emekli amiraller bir bildiri yayınlamış, malumunuz. AKP cenahı gürlemiş, “vay darbeciler, darbe seviciler” filan makamında… Karşı cenahta da “yine bir mağduriyet buldular” edebiyatı… Ve Bahçeli de topa tam kendisinden beklenen yerden girmiş: “Derhal rütbeleri sökülsün, emeklilik hakları ellerinden alınsın”. Bir yandan da soruşturma başlatılmış. Filan. Birkaç gün geri sarıp oradan başlayayım. Gergerlioğlu tutuklanmasını bir tür

Bahçeli Aritmetiği

Daha önce birkaç defa işaret etmiştim, bana öyle geliyor ki Türkiye’de birçok kişi —bilhassa iktidar kanadında— ancak ikiye kadar sayabiliyor, menüde üç seçenek varsa, kafaları karışıyor. Daha önce manzume ve aritmetik mevzularına duyduğu amatörce alakayı bizden —ne yazık ki— hiç esirgemeyen Bahçeli de istisna değil. Ama… Bahçeli’nin ikiyi görünce de kafasının karıştığından, kapasitesinin ancak bire

Neler Oluyor, Bilseniz!

Şehir, kendisine dair gösterişli planlar yapanların planları doğrultusunda değişmez. Planlar yapılır ama şehrin halini belirleyen, kimi zayıf kimi daha güçlü kimi çok güçlü aktörlerin gündelik tercih ve eylemleri olur. Şurada bir parseli ele geçiren bir güçlü müteahhit devasa bir iş merkezi projesi gerçekleştirir, yanındaki yamacındaki parsellerin üzerindeki gerilimler değişir. Uyanığın biri, bir fastfood restoranı açmak

Top Politikada… Yine Taca Çıktı…

T24’te arka arkaya iki haber: Birincide Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na açtığı tazminat davası, ikincisi Bahçeli’nin “HDP’yi kapatın yoksa ben yapacağımı bilirim” tehdidi… Başlıklar kâfi, içlerine bakmaya lüzum yok. Ne görüyoruz? Kendilerine politikacı diyen, birileri tarafından ahaliye politika ustası olarak kakalanan, her dediklerinin arkasında derin manalar aranan iki soytarı, politika alanındaki topları hukuk alanına ittirmeye çalışıyorlar. Çünkü top

Azgınlık, Kasavet, Huzur

Mehmet Y. Yılmaz dün Aydın İmam Hatip Lisesinde vuku bulan bir hadiseyi anlatıp, bir düşünce deneyi teklif etti. Aktardığına göre üç öğrenci, İslami olduğunu vehmettikleri kıyafetlerle, İslami olduğunu vehmettikleri işler işlemişler. Disiplin suçu işlemenin yanı sıra, başı açık olan kadın öğretmene tiksindirici bir reaksiyon da göstermişler. Bakanlık da ilgili öğrencilerle ilgili idari soruşturma başlatmış. Yılmaz’ın

Hevesli Amatörler

Soner Yalçın’a kızıyordum. Asıl mevzuu deşifre ettiği yazını okuyunca, kendisine fevkalade haksızlık ettiğim kanaatine vardım. Kızılacak biri değilmiş, zavallının acilen yardıma ihtiyacı varmış. Her daim olduğu gibi, hevesli istihbaratçımız arşivindeki zırvaları RAND Corporation anahtar kelimesiyle bir biriyle ilişkilendirmiş ve yan yana gelenler arasında bir nedensellik vehmederek döktürmüş. Lakin mesele şu ki, bu defa Oyun Teorisini