Etiket: Eğitim

Liberaller

Thatcher mealen “her biriniz başkasının ihtiyaç duyduğu, ücretini gönül rızasıyla ödeyeceği bir şey üretmelisiniz” dediğinde, hayal âleminde yaşıyordu. Öyle bir dünya hiç olmadı. Öyle bir dünyaya yaklaşılamadı bile. Thatcher’in içinden konuştuğu liberal ideolojinin insanlara böyle küstahça meydan okuyabilmesi, esasen son derece küçük bir zümrenin bu işi başardığı halde geniş kitlelerin o üretimden hisse sahibi olabilmesi

Sosyalistler

Erkan Baş, Halk TV’de katıldığı programın bir bölümünde Liberal Demokrat gençlerin taarruzuna uğramış. Gençlerin hali içler acısı, hamlıklarını sadece yaşları ile açıklamak kabil görünmüyor. Ama onların ve temsil ettikleri düşüncenin hali, bir başka yazının konusu olsun. Şimdilik Baş’ı konuşalım. Programı izlediyseniz, Baş’ın son derece rahat, sakin, ölçülü, nüktedan, aklı başında… Yani günümüzün siyasetinde en çok

Aliler ve Eğitim

Ali Babacan Ali Nesin’i misafir etmiş. Ali Nesin hakkında hiçbir şey bilmem. Yargılarına güvendiğim birkaç kişi var ki, Ali Nesin’e toz kondurmazlar. Dolayısıyla, dolaylı bir hürmetim vardı kendisine. Babacan’ın bu videolarla ne yapmaya çalıştığını da anlamak istediğimden, Ali Nesin’in misafir olduğunu görünce tereddütsüz açtım videoyu. Açmaz olaydım… (Zaten yarısına kadar ancak katlanabildim.) İmdi… Eğitim gibi

Memleket Kutuplaşmış

Vefatının ardından, Doğan Cüceloğlu’na ait olduğu iddia edilen metinlerin bombardımanına maruz kaldık hep birlikte. İkisinin frekansı özellikle çok yüksek. Birisinde, sahnedeyken yere ekmek parçası koymuş da, o ekmeğe basana para ödülü vadetmiş. Kimse basmamış, Cüceloğlu da “işte değerler eğitimi budur” demiş. Ama efendim, ekmeğe basmayan insanlar nasıl olup da bu kadar kolay yalan söyleyebiliyorlar, yalan

Okul Çökmüş, Duydunuz mu?

Eğitim —malumunuz— fiilen çökmüş durumda. “Eğitim” derken, hani şu çocukların sabah gidip öğleden sonra döndükleri okulları ve orada yürütülüyordu olan faaliyetleri kastediyorum. O faaliyetlerin eğitim diye adlandırılması ne kadar doğruydu, bahsi diğer. Daha doğru bir deyişle, demek ki, adına eğitim diye geldiğimiz ve ne üretmesi gerektiği hususunda az çok mutabık kalsak da onu üretmediğini hepimizin

Vicdan Otoritesi

Geçen gün demiş oldum ki başka şeylerin yanı sıra… Termodinamik derslerine girince termodinamik öğrenmezsiniz ama müfredatta olmayan birçok şey öğrenirsiniz. Sizin bilmediğinizi bilenler var. Onlar uzman. Onlara boyun eğmelisiniz. Bilgi dediğiniz şey, işte böyle belirli noktalarda yoğunlaşır ve oralardan yayılır. Dersin müfredatında olmayan bu tür bilgileri, dersin formu vasıtasıyla öğrenirsiniz. Yani? Hani şimdi geniş yığınları

İflas

Diyelim 16 yaşındasınız. 14-18 yaş aralığındaki yirmi akranınızla birlikte bir haftalık bir kampa katıldınız. Kampta, sizden başka, 28-35 yaş arasında beş gönüllü var —biri psikolojiye, biri fiziğe, biri tiyatroya, biri edebiyata biri tarihe hevesli. İki de görevli var, herhangi bir teknik aksaklık çıkarsa —mesela biri hastalanırsa— çözmek üzere. Tedarik, yemek, bulaşık, çamaşır ve saire işlerin

Fevkalade Müteessir

Hasan sekiz, on yaşlarındaydı, köye traktör geldi. Tarlada, tapanda Hasan’a iş kalmadı. Ümit Hasan’ı tanımıyordu ama Hasanların akıbetini yakından takip ediyordu. Hasan’ın işsiz güçsüz, sebepsiz kalmasından fevkalade müteessir oldu. “Ne yapacak bu Hasanlar şimdi” diye Hasanların yerine de düşündü. Hasanların yerine düşünmekte bir tuhaflık görmedi. Okudu, düşündü. Düşündü, okudu. Bu arada Hasan okudu. Abileri tarlada,

Daha İyisini Yapabiliriz

Dün bıraktığım yere geleceğim. Ama biraz dolambaçlı bir yoldan… Süleyman döneminde Osmanlı, dünyanın belli başlı güçlerinden birincisi değilse, biriydi. Şüphesiz ki güçlü bir ordusu, demek ki o orduyu besleyebilecek serveti, demek ki o serveti sağlayacak geliri, demek ki verimli bir ekonomisi vardı. Şüphesiz ki bir önceki cümledeki her şey, Süleyman’ın çağdaşı olanlara kıyasla idi, yoksa

Hak, Ahlak ve Diğer Şeyler

Uzun süredir, içimin kaldırmayacağı şeylere gözlerimi kapatıyorum. Bu hafta mesela, Fatih’te dört kardeşin intihar ettiği hadise hakkındaki haber başlıklarının altını hiç okumadım. Benzer şekilde Aksaray’da otistik çocuklarla ilgili haber başlıklarının altını da… Sırrı ilki hakkında değil ama ikincisi hakkında okumamı telkin etti. Bu sabah da, mide bulantımı bastırıp mesele hakkında malumat sahibi olma niyetiyle kaktım.