Benim açımdan insan, evrimin göz kamaştırıcı bir ürünüdür. Evrim bir özne olsaydı, insana baktığında gözleri kamaşır, göğsü kabarır mıydı, bilemem. Demek istediğim şu ki, benim açımdan insanın göz kamaştırıcı bir şey olması, mesela insanı fevkalade estetik bulmam totolojidir. Evrim insanı, insanı göz kamaştırıcı bulacak biçimde yapmış. Son derece vahşi bir rekabet ortamından ibaret olan tabiatta
Ayıptır. Adam derin fikirlerinden nakış gibi dokunmuş, bin bir emekle yayına hazırlanmış kitabını da koltuğunun altına alıp New York’a, dünyanın yekûn birikmiş dertlerine neşter vurmaya gidecek… Adamın yokluğunu fırsat bilip Ankara’da yıllardır yapmadığınız siyaseti yapacaksınız. Ayıptır. Yüreğiniz yiyorsa adam buradayken açsanız ya Kürt meselesinde muhataplık mevzularını. Yemiyor değil mi! *** Sadece Türkiye’nin değil dünyanın cıvatalarının
Adelina Sfishta twitter’da Israel Hayom gazetesindeki bir analizi özetlemiş. “Israel Hayom” gazetesinde çok enteresan bir analiz çıkmış. Analizden bölümler: 1. Erdoğan ve Bahçeli “yeni anayasa yapıyor”. Bu anayasa Türkiye’nin “bölgede üstleneceği yeni jeopolitik rol” ile ilgili. 2. Yeni Anayasa; Türkiye’ye, ABD ve AB ile Akdeniz’i güvenli hale getirecek rol verecek. 3. Türkiye’nin bu dönüşü, Yahudilerin
Emekli Amirallerin yaptığı iş, üzerine konuşuldukça dallanıp budaklanıyor. İşi yapan özneye—yani emekli Amirallere— bakıyorsunuz, ciddiye alınacak bir özne sayılmazlar. Mevcut iktidar daha önce çoğuna sille tokat dalmış, bir kum tanesi kadar kütleleri olmadığını görmüşüz. Yapılan işe bakıyorsunuz, neresinden baksanız manasız. Ve fakat… Dallanıp budaklanıyor işte ve dalları, budakları, işin kendisinden daha sahici, daha müessir. Bildiğim
Şehir, kendisine dair gösterişli planlar yapanların planları doğrultusunda değişmez. Planlar yapılır ama şehrin halini belirleyen, kimi zayıf kimi daha güçlü kimi çok güçlü aktörlerin gündelik tercih ve eylemleri olur. Şurada bir parseli ele geçiren bir güçlü müteahhit devasa bir iş merkezi projesi gerçekleştirir, yanındaki yamacındaki parsellerin üzerindeki gerilimler değişir. Uyanığın biri, bir fastfood restoranı açmak
T24’te arka arkaya iki haber: Birincide Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na açtığı tazminat davası, ikincisi Bahçeli’nin “HDP’yi kapatın yoksa ben yapacağımı bilirim” tehdidi… Başlıklar kâfi, içlerine bakmaya lüzum yok. Ne görüyoruz? Kendilerine politikacı diyen, birileri tarafından ahaliye politika ustası olarak kakalanan, her dediklerinin arkasında derin manalar aranan iki soytarı, politika alanındaki topları hukuk alanına ittirmeye çalışıyorlar. Çünkü top
Daha önce yazmıştım, toplumlarda undo imkânı yok, yaşanmış olan yaşanmamış gibi yapılamaz. Ayasofya’yı ibadete kapatmak bir nevi undo idi. “Aslında hâlâ cami idi, tapu kaydında da öyle yazıyordu” veya “bir bölümünde namaz kılınıyordu” filan gibi truth inşalarının zerre kadar manası yok, Ayasofya ibadete kapalıydı. Ayasofya’nın ibadete kapalı olmasının sembolik bir manası vardı, mesele ibadet edecek
Hep virüs, hep virüs… Sıkılıyor insanlar haliyle, taze mevzular arıyorlar. Anladığım kadarıyla taze mevzuları da, virüse yer açmak için tavan arasına kaldırmak zorunda kaldıkları sandıklarda arıyorlar. Benim aklıma böylesi gelmezdi doğrusu, pes! Birileri bir erken seçim lafı etmiş anladığım kadarıyla. İşi icabı radarları Ankara semalarına salınan boşboğazlıkları tarayanlar var. O boşboğazlıklarda gelecek hakkında ipuçları arayanlar…
Ben bilimcilerin hali hakkında yazıp dururken kıyamet başka yerde kopuyormuş. Diyanet İşleri Başkanı bir laf etmiş, Ankara Barosu bir açıklama yapmış, zatı şahanelerinin işaretiyle de Saray ahalisi sahaya inmişler. İyi. Neden iyi? Kemal Can mesela, mevzu hakkında yazdıklarını “devam eden ve yoğunlaşma istidadındaki bu tuzaklı siyasileştirmeye, olgusal değil kavramsal karşılıklar verilmediğinde ise istenen amaç kolayca
Hayat karmaşık (complex). Karmaşık olması anlaşılmasını imkânsızlaştırmıyor, anlamak için mercek değiştirmeyi gerektiriyor, hepsi o. Karmaşık derken ne demek istiyorum? Mesela çok faktörlü, çok aktörlü, aktörler arasındaki ilişkilerin çizgisel olmayıp bir ağ halinde örgütlendiği, yukarıdan bir tasarıya göre biçimlenmemiş de aşağıdan —aktörler arasındaki ilişkilerden— zuhur eden bir örgütlenmeye sahip olmuş, dolayısıyla durmaksızın yeni —bilinmedik— örgütlülükler potansiyeli